“ANNE” bu kelimeyi nasıl anlatayım, nasıl başlayayım ki. Yazsam kitaplara sığmaz, anlatmazsam içimden taşar. Bütün güzel kelimeleri yazsam tatmin etmez beni. Hep bir eksik kalmış daha da anlatmalıyım hissi bırakmaz beni. Bu yüzden zorluyor bu yazıyı yazmak. Günlerce, haftalarca yazabileceğim kadar sevgi, minnet ve şükran doluyum.
Uçurumun kenarında dimdik bir çiçek, annem geçmiş sanırım. Kuvvetli rüzgâra rağmen dimdik durup asla eğilmemesinden anladım. Kuru otlarla çevrili kocaman tarlada tek bir pembe gül, annem geçmiş sanırım. Kocaman yeri tek başına nasıl da güzelleştirdiğinden anladım. Ve taşların üstünde yürümeye başlayan bir kişi, annem olmalı. Geçtiği yerlerin değerli taşlar haline gelmesinden anladım.
Güçlü, geçtiği her ortamı güzelleştiren, anlamlı hale getiren, sevgi depoları asla tükenmeyen, fedakâr kanatsız meleklerimizin annelerimizin bugün en değerli günü. Bugün onlara her zamankinden daha güçlü sarılsak, daha çok öpsek, kokuları bitene kadar içimize çeksek, ellerini sımsıkı tutsak… Çünkü bunların size verdiği ve kendisine has olduklarını düşündüğüm güzel duyguları başka yerde bulamayacaksınız. Yukarıda saydığım eylemlerin hepsinin bir gücü var. Biri kalbinizin ortasına vicdanın, sevginin, merhametin tohumlarını eker biri ruhun ilacı biri de sakinleştiricisidir.
Sarılma anınıza gidelim biraz. Sizi her zaman kucaklamayı bekleyen bir çift kol; bu dünyaya gözünüzü açtığınız ilk andan itibaren sizi sımsıkı saran kollar. Yine, yeniden ordasınız. Sebebini bilmediğiniz bir etki sizi oraya çekiyor. Sarmaya başlıyor bedeninizi. Sadece bedeniniz değil içeriden kalbinizde bu sarılmadan nasibini alıyor. Biz hissetmiyoruz. Ama içeride huzur var. Biri diğerinin parçasını taşıyor. Sevgisini, merhametini, ilacını taşıyor. Kalbinize ekilen tohumlar daha güçlü bir şekilde kök vermeye başlıyor ve derinlere iniyor. Ağlıyor muydunuz? Sakinleşiyorsunuz. Gülüyor muydunuz? Daha büyük bir tebessüm yüzünüz de beliriveriyor. Kafanız çok mu dağınıktı? Zihin yorgunluğunuz dahil her şey duruveriyor. Her sarılmada nasıl da daha iyi olduğunuzu hatırlayın. En doğalından ağrı kesici ve sakinleştirici desek sarılmanın iyileştirici gücünü abartmış olur muyuz?
Elleri, sıcacık elleri. Diğer bir ilaç. Nasıl da lezzet veriyorlar bütün yemeklere. Onun yedirdiği her bir lokmanın tadının daha lezzetli olması durumuna şaşırıp kalmamak elde değil. Okşadığı saçlarımıza, sildiği gözyaşlarımıza, dokunduğu her yere şifasını bırakıyor.
Gözleri, nasıl da anlıyorlar ne hissettiğimizi ne düşündüğümüzü, ruh halimizi. Çözüveriyorlar iki dakikada adeta bir radarı andırıyor. Ona doğru yürürken kısa bir süzme işleminden sonra teşhisi koyuyorlar aklımızdan geçen her şeyin.
Annelerimiz; bu hayattaki en büyük destekçimiz, hiçbir şekilde yerlerini dolduramayacağımız güzel kadınlar nasıl ödeyeceğiz hakkınızı. Gözyaşlarımıza gözyaşlarıyla, gülüşümüze gülüşüyle anlam katan meleklerimiz, ilk üstadımız, hayat arkadaşımız, yol göstericimiz, güneşin ufuktan yükselişinin oluşturduğu zarafet kadar güzel, yağmurdan sonra çıkan gökkuşağı gibi mucizevisiniz. Çocuk yaştan itibaren; sevmenin güzelliğini bize öyle bir aşılayın ki tek bir kalbin ne kadar değerli olduğunu bilip sol yanı kırmamayı öğrenelim. Güzel sözlerinizi bizden hiç esirgemeyin ki açamayacağı bir kapı olmadığını hiçbir zaman unutmayalım. Ahlakı ve en önemlisi edebi öyle bir gösterin ki kalbimizde bu kavramı taşıyarak gittiğimiz her yolda bizi dikenlerin değil rengarenk çiçeklerin karşılayacağını bilerek yaşayalım. Bütün bunlar için ilk ve tek adresimiz sizlersiniz. Çünkü güçlü bir farkındalık ile öğrettiğiniz bu güzel kavramlar çocuk kalbinin yumuşamasına vesile olarak hayırlı ve erdemli bir bireyin topluma kazandırılmasında çok kritik bir noktada bulunuyor. Sevginiz, merhametiniz hiçbir zaman sizi bırakmasın, bu hayatta yapamayacağınız, üstesinden kalkamayacağınız hiçbir şeyin olmadığını kendi adıma söylemek gerekirse gördüm ve görmeye devam ediyorum.
Bütün cümlelerimin başına annemi koyarak yazdığım yazımda, en büyük şansım başta olmak üzere dünyayı ve dünyamızı güzelleştiren bütün annelerimizin Anneler Günü Kutlu Olsun! Bugün her zamankinden daha fazla şımarın, daha fazla gülün çünkü bugünün anlam ve öneminin çocuklarınızın kalbinde nasıl büyük olduğunu tahmin edemezsiniz. Beş yaşındaki bir çocuğun hayal dünyasından bile daha büyük.
Henüz yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misin?