Kitaplar Size Sesleniyorum!

Kitaplar Size Sesleniyorum!

İbni Sina şöyle diyor: "Çocuk eğitiminde söz olmaz. Beden dili  lisan-ı hâldir". Galiba bu sözünde ailelere şunu söylemek istiyor:  çocuğunuzu eğitmek ve onlara yararlı alışkanlıklar kazandırmak  istiyorsanız, bunu eylemleriniz ile çocuklarınıza aktarabilirsiniz.  ‘Eylemleri yapmak yerine dile getirmek sesinizin yankı yapıp size  ulaşmasından başka bir işe yaramaz’. Bu tamamen benim yorumum  ve düşündükçe başka yorumlar söylemek tabii ki mümkün.  Üzerinde durmak istediğim konu; belli bir yaşa kadar  davranışlarımızın, sözlerimizin, ahlakımızın, sorumluluklarımızın  şekillenmesinde anne ve babalarımızın büyük etkisi olduğu meselesidir. Bizlere kazandırmaları gereken; yatak toplama  alışkanlığının, kişisel temizliğin, ev işlerinde yardımlaşmanın önemi,  yemek yerken dikkat edilmesi gereken kurallar gibi basit  sorumluluklardır aslında. Bunlar hepimizin bildiği, hayatında  uyguladığı kompleks ve aslında alışkanlık kazanıldıktan sonra çok da  zor olmayan davranışlardır.  

İlk olarak aile, sonra öğretmenlerimiz tarafından ve daha sonra  kişinin kendi iradesine bırakılan okuma alışkanlığı diğer alışkanlıklar  kadar kolay mı kazandırılır? Okumak süreklilik gerektiren ve önemini  anlayana kadar öğretmenlerimiz ve ailemiz tarafından devamlı olarak hatırlatılması, ayrıca birlikte yapılması gereken bir eylemdir, fakat  bulunduğumuz çağ bu durumu biraz zorlaştırıyor. Kitapların yerine  kuvvetli bir şekilde geçmeyi başarabilecek veya başarmış sanal bir  ortam var ve kuvveti gitgide artmakta. Bu kuvvete karşı koyabilecek,  sınırını koruyabilecek ne kadar insan kaldı gerçekten? İlmin, bilimin,  okumanın kıymetini bitmez tükenmez bir şekilde içinde taşıyan  insanlar, bu kuvveti nasıl yenebiliyor? Belki de bunu yenmek için özel  bir çaba sarfetmiyorlardır. İçlerinde yatan, anne, baba, öğretmen  tarafından şiddetli ve doğru şekilde aşılanan okuma alışkanlığının  gücü zaten kendi içinde kişiyi koruma altına alıyor ve onu bu davranıştan saptırmadan ilerlemesini sağlıyor olabilir. Böyle bilinçli  ebeveynlere ve öğretmenlere minnettarız çünkü bu bilinçte olan  zihinler gitgide azalmakta. Okumanın kıymetini bilip de sahte  eğlenceler alanından uzak durmayı başarabilen aileler umarım hala  bizimledirler çünkü bilimin, bilmenin, okumanın yolunda gitmelerini  sağlamak için çocuklarınızın size ihtiyacı var. Şu çağda Algımız,  düşüncemiz, zevklerimiz bize ait olmaktan çıktılar. Okumak, öğrenmek  en başta olmak üzere daha birçok eylem kayboldu, gitti. Yaşadığımız  bu koca gezegen "Sahte Dünya" ismini alsa haksızlık etmiş mi oluruz?  Biz değiştik, sonucunda eylemlerimiz değişti, ama biz istediğimiz için  değil, fark etmeden değiştik. Nasıl sinsi sinsi telefonlarımız, kitaplarımıza ‘hadi sen çekil artık’ demeye başladı. Üstelik Acı haber, bunu başarıyor ve artık bazı şeylerin farkına varmazsak vay halimize!  Kaçımız şu anda eve gelir gelmez sanal olanı elimize almıyoruz, kaç evde her akşam yemekten sonra aile sohbetleri, abla- kardeş  muhabbetleri devam ediyor? ‘Daha yeni yemek yedim, biraz  gezineyim bakayım şu sosyal medyada’ demediğimiz kaç gün var?  Kayboluyoruz, unutuyoruz kendimizi, kim olduğumuzu. Gerçi  unutturdular desek daha doğru olur. Akarsuya kapılıp giden bir yaprak  misali, algılarımız kapanmaya, kontrolümüz bizden çıkmaya başlıyor.  Kontrol, beynimizdeki eğlence düşkünü maymunun elinde. Rotayı  nereye isterse oraya çeviriyor. Ödev yapmak mı, bir saat daha reels izlemek mi, Makaleyi tamamlamak mı, beş sezonluk diziyi izlemeye  devam etmek mi? Kısacası ertelemek mi, yoksa eğlenmek mi? Tabii ki  ertelemek çünkü kolay olan, beyin yormayan bu. Ne acı, bu kararı  artık biz kendi irademizle veremiyoruz. Bizim yerimize karar veren, ucu bucağı olmayan bir ortam var. Peki bu ortam mı, yoksa okumak  mı? Cevabı maalesef biliyoruz ama okuma yolunda olanlar için onları  bu yola iten sevgili anne, babalar ve öğretmenler, size farkındalığınız  için çok teşekkür ederiz ama artık işler biraz daha zor sanki. Yeni nesil  olarak isimlendirilen "sanal insanların" size ihtiyacı olacak. Onlar  farkında olmayacak belki bu ihtiyaca, ama erken yaşlarda onların  kanına girin lütfen. Artık öğrenme, okuma yolunda gitmek ve bu yolun önemini kavramak zihinlerin reddettiği bir durum. Atalarımızın dediği  gibi ağaç yaşken eğiliyor. Bu sanal dünyada oyuncak haline getirilen  zihinleri hızlı bir şekilde korumaya alın ve internetin kölesi olmaktan  kurtarın.  

Kitaplar size sesleniyorum; alın götürün bizi kendi derinliklerinize, bilginin sonsuzluğuna, İstanbul sokaklarına, Raskolnikov’u, Zeze’yi uzaktan izlemeye, Küçük Prens’in kalbine,  matematikçilerin, fizikçilerin, filozofların hayatlarına şahit olmaya, bizi  oturduğumuz yerden bilginin aydınlığına götürün çünkü aydınlık, karanlığı alt edecek ve zihnimizin bütün ışıklarını yakacak.

Sude

sudea2242@gmail.com
Genel Müdür


Henüz yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misin?

Bunları da beğenebilirsin.

TEMA AYARLARI