Psikomitoloji kavramı, iki terimin birleşiminden doğar. Psikolojiyi, insan ruhuna gözlemci bir bakış ve bu ruhu anlama arayışı olarak kısaca tanımlayabiliriz. Mitoloji ise, insan yaratıcılığının dışa vurumu olarak görülebilir. Mitoloji, doğa ve insana özgü hayal ürünü pek çok destan, efsane, fabl, kültürel hikaye ve öykülerin toplamından oluşan bir kolektif bilinç ürünüdür. “Neden?” ve “Nasıl?” sorularına yanıt arayan mitoloji, bilim ve felsefe gibi insanın evreni ve dünyayı anlama çabasını yansıtan disiplinlerle yakından ilişkilidir. İnsanın varoluş sancılarına ışık tutmak için pek çok sosyal bilim ve farklı disiplin, mitolojik unsurlar ve terimleri kullanır; psikoloji de bu disiplinlerin başında gelir.
Kolektif bilincin yansıması olarak görülen mitler, psikoloji açısından da farklı kuramcılar tarafından incelenmiştir. Bu bağlamda, Freud’u örnek olarak ele alabiliriz. Freud, psikoloji ve mitolojiyi bir araya getiren psikoloji kuramcılarının öncülerindendir. Psikolojik açıdan mitleri ele alan ilk isim Freud’dur ve onun için psikanalizin temelleri, Yunan mitolojisi tarafından atılmıştır. Freud, Yunan mitolojisinde yer alan kolektif bilinci, topluma adadığı iki temel içgüdü ile açıklamıştır: saldırganlık ve cinsellik. Freud’a göre, insanın bu iki temel içgüdüsü, bilinçaltında bir aslan gibi gizlenir ve doğru zaman geldiğinde ortaya çıkar. Eros figürüne de odaklanan Freud, bu figürü yaşam dürtüsü olarak tanımlar. Eros, hayatta kalmamızı ve çoğalmamızı sağlayan bir içgüdüdür.
Psikoloji ve mitolojinin kesişim noktası, Freud için eşsiz zihnimizin belirli güdüler doğrultusunda bireysel değil, kolektif çalıştığına dair inancıyla ortaya çıkar. Bu durum, insanın kolektif bir içgüdü ve bilinç geliştirdiğini düşündürür. Mitolojinin, kültürler arası etkileşimde geçmişte insanların arayışına yol gösterici ve ışık tutan bir rehber olduğu fikri oldukça doğaldır. Psikomitolojinin kesişim noktasına ışık tutan Freud, psikanalizle bu bağlantıyı kurmuştur. Psikoloji kuramlarının terminolojilerinin mitlere dayanması belki şaşırtıcı gelebilir, ancak bireysel bilincimizin evrimsel psikolojide kolektif bir yapıya dönüşmesi kaçınılmazdır.
Mitolojik ögelerin Freud tarafından psikanaliz terminolojisine nasıl yansıdığına dair en bilinen iki örnek, Oidipus ve Elektra Kompleksleridir. Oidipus’un hikayesini mitolojik bir perspektiften ele alacak olursak, Oidipus, Thebai kralı Laios ve kraliçe Lokaste’nin oğludur. Laios, oğlunun onu öldüreceği kehaneti üzerine bebeği öldürmesi için bir çobana verir. Ancak çoban, bebeğe acır ve onu Kral Korint’e bırakır. Kral, Oidipus’u kendi oğlu gibi yetiştirir. Büyüdüğünde, Delfi kahini Oidipus’a babasını öldüreceğini ve annesiyle evleneceğini söyler. Kral Korint’in oğlu olduğunu sanan Oidipus, krallığını terk eder ve Thebai krallığı yolunda, karşılaştığı bir adamı öldürür; bu adamın gerçek babası olduğunu bilmez. Thebai krallığını sfenksin elinden kurtardıktan sonra, annesiyle evlenir. Yıllar sonra, şehrin veba salgınına neden olan olayları araştırırken, babasını öldürüp annesiyle evlendiğini öğrenir ve bu gerçekle yüzleşince gözlerini kör eder; Lokaste ise kendini öldürür.
Freud, 3-6 yaş arası çocukların gelişimini “fallik dönem” olarak adlandırır. Bu dönemde çocuklar, cinsel organlarına ve cinsiyet farklarına ilgi duyarlar. Bu merakın engellenmesi, çocukta suçluluk hislerinin oluşmasına ve ileride cinsellikle ilgili olumsuz tutumlar geliştirmesine neden olabilir. Fallik dönemde, erkek çocuğun babayı rakip olarak görmesi ve annesine bilinçsiz bir yakınlık duyması, Freud tarafından Oidipus Kompleksi olarak tanımlanır.
Elektra Kompleksi ise farklı bir mitolojik öyküye dayanır. Elektra, Yunan mitolojisinde Agamemnon ve Klytaimnestra’nın kızıdır. Agamemnon, Truva Savaşı’na giderken, rüzgarların esmesi için kızı İphigenia’yı kurban eder. Klytaimnestra, kızının ölümünü asla affetmez ve kocasını, sevgilisi Aigithos ile birlikte öldürür. Elektra, kardeşi Orestes’i babalarının intikamını almak üzere yetiştirir ve annesiyle Aigithos’u öldürmesine yardım eder. Freud’a göre, 3-6 yaş arası dönemde kız çocuğunun babasına ilgi duyması ve annesine karşı düşmanlık beslemesi, Elektra Kompleksi ile ifade edilir.
Sonuç olarak, insanın doğaya ve evrene anlam kazandırma çabasıyla gelişen mitler, kolektif bilinçaltı mekanizmalarının bir sonucu olarak nesilden nesile aktarılmıştır. Freud, bu kolektif bilinçaltının bireysel bilincimizin toplumsal bilince yansıması olduğuna inanır ve bu bilinçaltı mekanizmalarını açıklarken mitolojiden faydalanır.
Gülceciğim,bravo.Yolun açık olsun.🙏