Çağımızın en büyük sorunlarından birisi olan sosyal medya bağımlılığı ciddi boyutlara ulaşmış durumdadır. Artık insanlar hayatlarını sosyal medyaya göre şekillendirmekte ve güne başladıkları ilk andan itibaren sosyal medya hesaplarını kontrol edip gelen mesajlara, bildirimlere bakmaktadır. Yine bu bireyler yatmadan önce de aynı işleri tekrarlarlar. Bu tarz insanlar giydikleri kıyafetleri, yedikleri yemekleri ve hatta gittikleri yerleri bile sosyal medyada paylaşmak için seçerler. Yedikleri yemeklerin, gittikleri yerlerin tadını çıkartamayıp anı yakalayamayan bireyler, muhteşem manzaraları kaçırıp bunlara sadece bir fotoğraf parçasından bakmaya kendilerini mecbur bırakırlar. Paylaşılacak bir gönderi oluşturmaya çalışıp oradan gelecek yorumlarla, beğenilerle kendilerini tatmin ederler. Teknoloji bağımlılığı olarak tanımlanan bu duruma uzmanlar veya psikiyatristler tarafından önlemler alınmaktadır. Kişiler için özel bir dijital detoks düzenlenmesi yapılmaktadır. 82,4 milyon kişinin yaşadığı ülkemizde nüfusun %72’si yani 59.36 milyon kullanıcı, %63’ünü oluşturan 52 milyon aktif sosyal medya kullanan, %53 olan 44 milyonu ise aktif mobil sosyal medya kullanıcı vardır. Bu kadar fazla kişinin sosyal medyayı kullanması da uzmanların düzenlemeler yapmasına ve kişilere dijital detoks önermesine yol açıyor.
Latince bir kelime olan “detoxication” kelimesinden türeyen detoks, vücuttaki yabancı ve toksik maddelerden arınma sürecidir. Genelde diyet sürecinde kullanılan detoksu insanlar çeşitli yiyeceklerle veya sporla sağlar. Yağlı ve zararlı besinlerden uzaklaşıp daha sağlıklı yiyecekler yapar ve onları yerler. Dijital detoksu ise bir nevi “dijital temizlenme” ve “dijital geri çekilme” olarak düşünebilirsiniz. “Dijital bir ara verme” anlamına gelen bu terim, 2013’ten itibaren literatüre girmiştir. Bireylerde sosyal medyayı veya dijital ortamı aşırı kullanmaktan dolayı stres, kaygı, anksiyete veya yetememe duygusu oluşabilir. Bireyler sosyal medyada gördüğü diğer yaşamlara özenip kendilerini kötü hissedebilirler. “Herkes mutlu, sadece ben kötüyüm” algısına giren bireyler ileri düzeylerde depresyona girme eğilimi taşır. Kendisine ve çevresine karşı yetersiz ve başarısız hissedebilir, fiziksel görüntüsünün kötü olduğunu düşünebilir. Toplumdaki güzellik algısına uymaya çalışan sosyal medya kullanıcıları, üzerlerindeki oluşan baskıdan dolayı bunalıma girebilirler. Bundan dolayı uzmanlar belli bir dönem kişilerin dijital detoksla kendilerini bu kötü düşüncelerden arındırmaları gerektiğini söyler. Bir nevi oruç tutmak gibi olan bu süreçte kişi, kendini kötü düşüncelerden temizlemek için dijital araçlardan uzak durur. Dijital araçların sağlığımıza karşı bir tehdit oluşturacağını düşünen uzmanlar 6-7 Mart 2020 tarihlerini “National Day of Unplugging” (Ulusal fiş çekme günü) günü ilan etmişler ve bu günlerde 24 saat teknolojiden uzaklaşmayı teşvik etmişlerdir.Bu günde bireyler teknolojik araçlardan uzak kalıp yapmayı en sevdiği aktiviteleri yapmalılardır. Bu kitap okumak, resim yapmak, yürüyüş yapmak veya spor yapmak gibi aktiviteler olabilir.
Artık işlerin dijitalleştiği bu çağda bireyler, sosyal medya üzerinden gelir elde etmektedirler. Birçok ürünü tanıtıp bağlantı vererek insanlara bir şeyleri almayı empoze etmektedirler. Kapitalizmin bir oyunu olan bu sistemde insanlar, çılgınlar gibi dijital ortamdan popüler olan her ürünü almaya çalışmaktadır. Herkesin birbirine benzediği şu dönemde insanlar kendileri gibi olmayan kişilere farklı bakmakta ve hatta o kişileri toplumdan dışlamaktadırlar. Dijital ortamda böyle kişiler klavye başından insanların fotoğraflarına kötü veya kırıcı yorum yaparak o kişiyi linçlemektedirler. Birçok sosyal medya kullanıcısının başına gelen bu olayda bireyler linçlerden dolayı bunalıma girip kendini diğer insanlardan düşük veya kötü bir bireymiş gibi algılayabilmektedir. Bu da dolaylı yoldan kişinin kendini sosyal medyadaki sanal kişilere karşı beğendirme çabasına girmektedir. Kendini farklı biri gibi gösterip gerçek kendini yok sayabilir, kendi benliğini kaybedip farklı ve kendinden tamamen bağımsız bir kişiye dönüşebilir. Benlik kaybı yaşayan bireylerin kendilerine olan öz saygısını yitirme ihtimalleri artabilir, kendilerine karşı yabancılaşabilir ve kimlik karmaşasına girebilirler. Dijital hayata ve sosyal medyaya bağımlı olan bireyler için uzmanlar dijital detoksu önerir. Bireylere dijital ürünlerden uzaklaştırıp zihin sağlığını koruması için çeşitli aktiviteler tavsiye ederler. Zihin sağlığımızı korumak için önerilen bu 7 adımı bireyler dijital detoks yaptığı dönemde uygulayabilir.
Öncelikle kendinize zaman ayırın. Günlük hayatın yoğun temposunda bazen kendimize zaman ayırmayı unutabiliyoruz. Bu da içinde yaşadığımız bedene karşı yaptığımız en kötü şeylerden biridir. Sevdiğimiz şeyleri yapmayı ertelemek, güzel anlardan kendimizi mahrum bırakmak gibi şeyler kendimize yaptığımız bir tür saygısızlıktır. Kendimize ayırdığımız bu zaman diliminde sevdiğimiz hobileri yapabilir, mutfakta güzel vakitler geçirip lezzetli yiyecekler ortaya çıkartabilir veya o çok istediğimiz tatile çıkabiliriz. Sağlıklı beslenmek bir diğer adımdır. Yemeklerin gücü inanılmaz yüksektir. Ruh ve zihin sağlığımızı etkileyen yiyeceklerle dopamin(mutluluk ve motivasyon sağlayan nörotransmitter) hormonumuzu yükseltip duygularımızı doyurabiliriz. Lezzetli ve sağlıklı taze meyve, sebzeler veya tam tahıllı karbonhidrat ve sağlıklı yağlardan oluşan yiyecekler beyin işlevlerini olumlu yönde etkilerler. Sağlıklı beslenmenin yanında yapılan spor ve fiziksel aktiviteler stres hormonunun azaltılmasını ve mutluluk hormonlarının artmasını sağlar. Bir doğa yürüyüşüyle hem temiz hava alıp hem de spor yapmış olabilirsiniz. Bunun yanında spor salonlarına gidip aletlerden yararlanarak fitness, kardiyo gibi sporlar da yapabilirsiniz. Kendinize ayırdığınız zaman diliminin dışında insanlarla olan sosyal bağınız da zihin sağlığınızı etkiler. Sevdiğiniz insanlarla paylaştığınız her an kıymetlidir. Onlarla oturup sohbet etmek, gülüp eğlenmek sizi stresten uzak tutar. Kendinize hedefler koyun. Bu hedefler günlük yapılacak hedefler olabileceği gibi geleceğinizle ilgili hedefler de olabilir. Mesela elinize bir ajanda alıp o gün için bir plan yapın. Ulaştığınız her bir plan maddesinin yanına attığınız tikler sizi mutlu ederken motivasyonunuzu da arttıracaktır. Kendi başınıza halledemediğiniz bir süreçteyseniz eğer kesinlikle profesyonel bir yardım almalısınız. Problemlerinizi uzman kişilerle paylaşıp çözüm için birlikte hareket etmek sizin için belki de en iyi adım olabilir. Ama en önemlisi bunları yapmadan önce kendinizi olduğunuz gibi sevin. Kendimizi sevmemiz ve kendimize değer vermemiz benlik saygımızın gelişmesi için büyük bir etkendir. Kişinin kendinden keyif alması, yaptığı her eylemde mutluluk duymasına ve olumlu sonuçlar almasında etkilidir.
Yorumlar
(Yorumları Gizle)Henüz yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misin?