Çocuklarda Mizah Serüveni

Çocuklarda Mizah Serüveni

Gülmek, insanın doğasında var olan ve hayatın stresinden arınmanın en doğal yollarından biridir. Hayatın karmaşıklığı içinde, mizah bize bir nefes aralığı sunar ve pozitif bir enerji kaynağıdır. Bununla birlikte herkesin komik bulduğu şeyler de farklıdır; bazen içimizden geldiği için güleriz, bazen de toplumun beklentilerine uyarak gülme eğilimi gösteririz. İnsanı güldüren mizah, sürekli bir değişim ve evrim içindedir. Bu coşkulu yolculukta, bireyin deneyimleri, kişiliği ve toplumsal etkileşimleri önemli rol oynar. Mizah, insanların iç dünyalarını keşfetme ve bağlantı kurma yolunda enerjik bir yolculuğa dönüşür. 

Mizahın gelişimi üzerine en kapsamlı araştırmalar, psikolog Paul McGhee tarafından yapılmıştır. McGhee'ye göre, mizahın temelinde tutarsızlık yatar. (Acarbay, Y.) Mizahın oluşabilmesi için tek başına tutarsızlık yeterli değildir. McGhee, espri veya komikliğin ortaya çıkabilmesi için bireyin zihinsel kapasitesinin ve yeteneğinin önemli olduğunu vurgular. Bu bağlamda, çocukların mizahı algılama biçimlerinin, bilişsel gelişimlerine bağlı olduğunu söyleyebiliriz.

 Mizahın oluşumu, 2 yaşından itibaren hayal gücü ve yaratıcılık becerilerinin gelişmesiyle başlar. McGhee'ye göre, çocuklarda mizah gelişimi, Piaget'in “Bilişsel Gelişim Kuramı” ile paralellik gösterir. Bu süreç, bireyin yaşadığı dört farklı evrede şekillenir:

 • 1. Evre: Bağlanılan Figüre Gülme (6 – 15 Ay): Yeni doğan bir bebeğin mizah anlayışı, bakımını üstlenen kişiden etkilenir. Altıncı ayına geldiğinde çevresini keşfetmeye başlar ve bu dönemde çevresel faktörler önem kazanır. Önemli bir yetişkinin (anne-baba veya bakıcı) alışılmadık davranışlarına güldürü tepkileri verir. Beklenmedik reaksiyonlar bebeği güldürebilir; ‘ce’ oyunu gibi... Bebeklerin bu tatlı gülüşleri içgüdüseldir. Bu nedenle, onları mümkün olduğunca sık güldürmek önemlidir. (Acarbay, Y.) Bu alışkanlığı çocuğun büyümesiyle birlikte sürdürmek faydalı olacaktır. 

2. Evre: Nesnelere Karşı Tutarsız Davranışlar (1 – 2 yaş): Bu evre, çocukların "-mış gibi yapma" yeteneğini kazandığı dönem olarak tanımlanır. Bu dönemde, çocuklar herhangi bir nesneyi sanki başka bir nesneymiş gibi kullanabilirler. Örneğin, boş bir tabaktan oyuncak bebeğe yemek yedirirler veya televizyon kumandasını oyuncak araba gibi kullanabilirler. Bu davranışlara genellikle neşeli bir ruh hali eşlik eder ve çocuklar için nesneleri kavramanın bir aşamasını oluşturur. 

3. Evre: Nesnelerin, Olayların ve İnsanların Tutarsız Olarak Adlandırılması (3 – 4 yaş): Bu dönemdeki mizah, çocuğun dil gelişimi ve kelime dağarcığının artmasıyla doğrudan ilişkilidir ve çocuğun çevresindeki dünyayı anlama ve ifade etme yeteneğinin bir göstergesidir. Artan merak duygusu ve dil gelişimi, çocukların çevrelerindeki nesnelerin isimlerini öğrenmelerini sağlar. Bu dönemde, çocuklar öğrendikleri nesnelere ve beden bölümlerine bilinçli olarak yanlış isimler takarak mizah yaratır ve bunu komik bulurlar. Örneğin, "Burnun nerede?" diye sorulduğunda çocuk kulağını göstererek bu durumu mizahi bir şekilde ifade edebilir ve bu durumdan fazlasıyla keyif alabilir.

 • 4. Evre: Kavramsal Tutarsızlık (5 – 6 yaş): İlk iki evrenin mizah anlayışı, sonraki evrelerde de devam eder ancak farklılaşarak yeni özelliklerle birleşir. Bu evre, dilin gelişiminden büyük ölçüde etkilenir. Bu dönemdeki çocukların mizah ve espri anlayışı, özellikle kelimelere odaklanır. Çocuklar, anlamsız ve gerçek dışı kelimelerin birleşiminden veya kelimelerin sesleriyle oynamaktan keyif alabilirler. Ayrıca, uyumsuz veya imkansız davranışlardan, nesnelerin, insanların veya hayvanların özelliklerini çarpıtarak mizah yaratırlar. 

5. Evre: Çoklu Anlamlar ve Yetişkin Türü Mizah Anlayışı (7 – 8 yaş): Bu dönemde çocuklar, somut işlemleri gerçekleştirebilen ve dil becerileri gelişmiş bireyler haline gelirler. Artık sesteş kelimeleri anlama yetenekleri güçlenmiş ve mizahlarını bu tarz dil oyunlarıyla ifade etmeye başlarlar. Aynı zamanda tekerlemeler gibi dil oyunları da onların mizah anlayışını yansıtır hale gelir. Çocuklar bu dönemde sadece basit dil oyunlarıyla sınırlı kalmazlar. Ayrıca, daha karmaşık mizahi yapıları da anlamaya başlarlar ve yetişkinlerin kullandığı mizah türlerine yönelirler. Bu dönemde çocuklar, kelime oyunlarından ziyade ironi, mizah ve taşlamalar gibi daha sofistike mizah biçimlerine ilgi göstermeye başlarlar. Artık çocuklar, daha ince esprileri anlama ve üretme becerisi kazanmışlardır, bu da onların mizah anlayışının daha da geliştiğini gösterir.

Mizah, hayatın güldürücü yönlerini ön plana çıkararak insanlara keyif ve neşe veren bir araçtır. Bu duyguya sahip olmak, yaşamın zorluklarına karşı daha pozitif bir bakış açısı geliştirmemize yardımcı olur ve hayattan daha fazla keyif almamızı sağlar. Dolayısıyla mizahı kullanabilme yeteneği, sahip olunması gereken önemli bir beceridir.

Paul McGhee, mizaha eğilimli bebek ve çocukların, genellikle çatışmalardan uzak olduğunu belirtmiştir. Bu durum, mizahın insanların duygusal dengeyi sağlamalarına ve stresle başa çıkmalarına yardımcı olduğunu gösterir. Bu nedenle, çocukların mizah becerilerinin gelişiminde ebeveynlerin desteği büyük önem taşır. Ayrıca, mizah ve espri anlayışının doğuştan gelen bir yetenek olmadığını vurgulamak önemlidir. Bu beceriler, yıllar içinde deneyimler, öğrenme ve sosyal etkileşimlerle gelişir. Dolayısıyla mizahın gelişimi sürecinde çocukların ve gençlerin çevresindeki destek ve etkileşimler büyük önem taşır. 

Yapılan birçok araştırmaya göre, güçlü bir mizah anlayışına sahip olmanın sosyal ve duygusal gelişimi hızlandırdığı ve ruh sağlığını olumlu yönde etkilediği belirtilmektedir. Mizah, stresi azaltabilir, olumlu bir bakış açısı geliştirmeye yardımcı olabilir ve insanların duygusal dengeyi korumasını sağlayabilir. Bu nedenle, günlük yaşamımızda mizahı önemsemek ve gülmeceye yer açmak hayati bir önem taşır.

 Unutmayalım ki, gülümsemek sadece kendi iç huzurumuzu arttırmakla kalmaz, aynı zamanda çevremize pozitif enerji yayar ve başkalarının da mutluluğuna katkı sağlar. Bu huzur ve keyif veren eylemin önemini vurgulayarak, içten bir gülümsemeyle hem kendi ruh sağlığımıza hem de etrafımızdaki insanlara neşe yaymamızı dilerim!

Beyza

bbeyzanrtk@gmail.com
Psikolog


Henüz yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misin?

Bunları da beğenebilirsin.

TEMA AYARLARI