Bir voleybol topuna vurduğunuzda yalnızca sahada değil, beyninizin kıvrımlarında da yankı uyandırırsınız. Bu yankı belki hiç susmayan bir iç ses, seyircilerle dolu bir maç anı stresinin ya da sizi telkin eden bir sesin yankısıdır. İster ses deyin, ister bambaşka bir ad verin, sizi yönlendiren o şey, sporcunun doğru yönetilmiş psikolojisinin sesidir.
Psikoloji üzerine yapılan ilk çalışmaların sonucunda ortaya çıkan tanım “insan zihnini inceleyen bilim” olmuştur. Bu denli zihnin kullanıldığı bir alan olan sporun, psikolojiyle bağı olmadan düşünülmesi mümkün değildir (Şahiner vd., 2021). Bu nedenle, on dokuzuncu yüzyıldan yirminci yüzyıla geçiş döneminde yoğunlaşan çalışmaların temellerinin çok daha eskiye dayandığı düşünülmektedir (Doğan, 2015). Hatta bu köklerin Sokrates, Aristo ve Platon’a kadar uzandığı söylenmektedir.
Evet, sporda psikolojinin “ne işi var” sorusuna cevap bulduysak, şimdi de bu işi yapan spor psikologlarının nasıl, neden ve kimlerle çalıştıklarına yani 5N 1K sorularımıza bakalım. Ülkemizde Hacettepe, Marmara, Fenerbahçe ve İstanbul Gelişim Üniversitelerinde Spor Psikolojisi yüksek lisans programları bulunmaktadır. Yüksek lisans yapmış spor psikologları, yalnızca sporcularla ilgilenmezler. Sporcunun yanı sıra ailesi, antrenörleri ile ilgilenirler ve takım sporlarında tüm takımla birlikte seanslar yürütürler. Sporcularda performans düşüklüğüne yol açan nedenleri araştırır, özel yaşamlarındaki sorunların sahaya yansımamasını sağlamaya çalışırlar. Sporcularda sık görülen stresin temelinde yatan “Ya yapamazsam?”, “Koç bana kızarsa?” gibi olumsuz düşünceleri fark edip yönetebilmek için Pembe Fil Testi, İmgeleme Yöntemleri, Obje Çalışması ve Nefes Egzersizleri gibi teknikleri uygularlar. Seanslar sırasında sporcuya en uygun yöntemi birlikte belirler ve bu yöntemi, stres anlarında kendi başına uygulayabilmesini öğretirler. Spor psikoloğu, zaman zaman maçlara ve antrenmanlara katılarak bu yöntemlerin uygulanma düzeyini gözlemler. Ayrıca sporcunun ailesiyle görüşmeler yaparak, yoğun ve stresli geçen maç dönemlerinin sonunda galibiyet ya da mağlubiyet durumlarında çocuklarıyla nasıl sağlıklı bir şekilde baş edebileceklerini konuşur. Antrenörle de sporcunun karakteri hakkında bilgi paylaşarak, daha verimli ve sağlıklı bir iletişim kurulmasına yardımcı olur.
Eğer sporcu bir takım sporu yapıyorsa, tüm takım üyeleri ve aileleriyle birlikte bu süreçlerden geçilir; takımın uyumunu artırmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlenir. Aslında galibiyete giden yolda ya da mağlubiyetin olgunlukla atlatılmasında pelerin takmayan gizli kahramanlar spor psikologlarıdır. Unutulmamalıdır ki en yüksek performans, en doğru adımla değil, en berrak zihinle başlar.
Ayşegül
Harika bir yazı...👏👏