ÖNEMLİ NOKTALAR
İzmir Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen Koşan Atlet Heykeli, Geç Helenistik Dönem’e (M.Ö. 50–30) tarihlenen önemli bronz eserlerden biri. Sağ kolu eksik olmasına rağmen figürün bedeni, dönemin heykeltraşlık anlayışına uygun biçimde doğal, kas yapısı belirgin ve anatomik olarak oldukça gerçekçi işlenmiş durumda.
Heykelde cinsel organın küçük ve sönük hâliyle gösterilmesi de yine bu gerçekçilik anlayışının bir parçası.
Bu temsil biçimi, çoğu izleyicide ilk bakışta “erkek sembolizmi” ya da “erkek egemenliği” çağrışımı yaratabilir; ancak burada önemli bir kavram ayrımı yapmamız gerekiyor: güç ve egemenlik.
Antik Dönem içerisinde “Atletizm” kelime kökeni, sporun çıplaklık ile direkt ilişkilendiğini gösterir. “Gymnos” sözcüğü “çıplak” anlamına gelir ve spor yapılan mekân olan “gymnasion” da buradan türemiştir. Yani Antik Yunan’da spor kültürü çıplaklıkla kuruluyordu. Antik Yunan’da atletlerin çıplak koşması kültürel bir normdu. Bu nedenle heykelde görülen penis temsili, bir “iktidar sembolü”nden çok, bedenin doğal hâlini olduğu gibi göstermeye yönelik sanatsal bir tercih olarak okunabilir. Bu nedenle Koşan Atlet Heykeli’nde penis tasvirinin açık olması, sadece dönemin sportif kültürünün görünür bir yansımasıdır.
Antik Yunan’daki atletik yarışmalar yalnızca erkeklerin katılımına açıktı. Bu da erkek bedeninin kültürel ve sanatsal olarak daha fazla görünür olmasına sebep oldu. Bir arada bulunan erkek bedenleri cinsellik çağrışımı yaratmazdı; bu tamamen normal bir sosyal bağlamdı.
Kadınların yarışmalara katılmaması ise heykellerde kadın bedeninin nadiren erotik, ancak sıklıkla idealize edilmiş hâliyle temsil edilmesine yol açtı. Bu durum, günümüzde sıklıkla üzerinde durulan erkek–kadın karşılaştırmalarından farklı bir zemine oturur.
Antik Dönem erkek güzelliği kaslı, atletik ve simetrik bedenle tanımlanıyordu. Peki aynı dönem kadınlar için ne ifade ediyordu?
Kadın bedeni sanatta uzun süre temkinli, kapalı ve mahremiyet içinde ele alınmış. Antik Dönem heykel sanatına çıplaklık yansıması gecikmeli olmuştur. Bilinen ilk çıplak kadın heykellerden birisi olan Çıplak Afrodit Heykeli'nin milattan önce 4. Yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor. Praksiteles tarafından yapılan heykelin günümüze ulaşmadığı söylenmekte. Afrodit sağ eliyle genital bölgesini kapatırken, sol eliyle kıyafetlerini tutmaktadır.
Görüldüğü üzere; güzellik; yuvarlak kalçalar, simetrik yüz hatları ve daha yumuşak formda beden özellikleriyle ilişkilendiriliyordu.
Günümüzde atletler giyinik koşarlar; çünkü artık spor cinsiyetler arası katılıma açıktır ve çıplaklık toplumsal normlarda karşılık bulmaz. Bu bağlamda Koşan Atlet Heykeli, atletizmin tarihsel dönüşümünü gözler önüne serer: Çıplaklıktan kıyafete, erkek egemen katılımdan cinsiyet eşitliğine doğru.
Antik Dönem’de erkek bedeninin öne çıkmasının altında yatan temel neden gücün estetik bir değer olarak erkek bedenine yüklenmesidir. Kaslar ve cinsel organ, o dönemin kültürel kodlarında güçle ilişkilendirilmiştir; bu nedenle heykellerde özellikle vurgulanmıştır.
Koşan Atlet Heykeli de bu kültürel zihniyetin tipik bir ürünüdür: Güç fizikselde, güzellik bedende, temsil erkekte şekillenir.
Yorumlar
(Yorumları Gizle)Henüz yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misin?