Tıp dilinde *dispne* olarak adlandırılan nefes darlığı, hem fizyolojik hem de psikolojik bir rahatsızlıktır. Ciğerlerin yeterince hava alamaması nedeniyle göğüste yoğun bir daralma hissi oluşur ve bu durum nefes almayı zorlaştırır. Nefes darlığı, akciğerlerdeki sağlık sorunlarından kaynaklansa da sigara ve alkol kullanımı, egzersiz eksikliği, çevresel faktörler ve stres gibi etkenler de nefes darlığına yol açabilir. Fizyolojik sebeplerin yanı sıra, psikolojik hastalıklar da nefes darlığına neden olabilir. Ruhsal sağlık sorunları yaşayan bir kişi, nefes almakta güçlük çekebilir. Özellikle kalabalık, endişe verici veya kaygıya neden olabilecek ortamlarda, nefes darlığı anksiyete ve panik atak gibi psikolojik hastalıkların belirtisi olabilir. Bu nedenle, nefes darlığının çözümü için öncelikle kaynağının belirlenmesi gereklidir. Anksiyete bozuklukları, depresyon, Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) gibi psikolojik rahatsızlıklar, nefes darlığına yol açabilen hastalıklardır.
Anksiyete Bozuklukları
Kaygı bozukluğu olarak da bilinen anksiyete bozukluğu, birçok farklı türü olan psikolojik bir rahatsızlıktır. Temelinde kaygı yer alır. Kaygı, uzun süre devam eden bir korku haliyle ortaya çıkar ve genellikle geleceğe yönelik bir odaklanma içerir. Sebepsiz yere endişelenme, olumsuz düşüncelere karşı koyamama gibi durumlar, anksiyetenin belirtilerindendir. Kişi kaygılı hissettiğinde vücut çeşitli tepkiler verir. Kalp atışının hızlanması, hızlı nefes alıp verme, nefes darlığı, göğüs ağrısı ve basınç hissi gibi belirtiler bunlardan bazılarıdır.
Depresyon
Depresyon, kişide sürekli üzüntü, karamsarlık ve mutsuzluk yaratan ruhsal bir çöküntüdür. Kişi, hiçbir şeyden zevk almaz ve ilgi kaybı yaşar. Fiziksel olarak sürekli yorgunluk, uyku hali, iştah kaybı ve enerji düşüklüğü görülür. Psikolojik olarak ise düşünme ve hafıza sorunları yaşanabilir. Depresyonun belirtileri arasında karamsarlık, mutsuzluk, suçluluk duygusu gibi durumlar bulunur. İştah kaybı, hareketsizlik, sürekli uyuma hali ve enerji kaybı, kişiyi halsiz ve bitkin bir hale getirir. Bu durumda kişi, fiziksel eylemlerde bulunmada zorlanır ve nefes almakta güçlük çeker. Bu durum, kronikleşip nefes darlığına yol açabilir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Ağır bir travma sonucunda gelişen TSSB, bireyin yaşadığı travmatik olayı tekrar tekrar yaşaması ve olayı hatırlatan uyaranlardan kaçınmasıyla karakterizedir. DSM-V'e göre, TSSB'nin oluşabilmesi için kişinin öncelikle travmatik bir olay yaşaması ya da buna tanık olması gereklidir. Bu travmatik olaylar arasında doğal afetler, trafik kazaları, savaş, cinsel saldırı ve buna bağlı ölüm ya da ciddi yaralanmalar gibi durumlar yer alır. Kişi, bu travmatik anılarla yüzleşmek istemediği için sürekli bir kaçınma hali içinde olur. Bu durum, kalp atışında artışa ve nefes darlığına yol açabilir.
Obsesif Kompulsif Bozukluk
DSM-V'e göre obsesif-kompulsif bozukluk, obsesyonlar ve kompulsiyonlarla karakterize bir rahatsızlıktır. Obsesyonlar, ısrarcı ve kontrol edilemez, istenmeyen düşünce ve dürtülerken; kompulsiyonlar, kişinin bu düşüncelerden kurtulmak veya kaygısını hafifletmek amacıyla yaptığı tekrarlayan davranışlardır. OKB'li kişiler, aşırı kuşkucudur, güven sorunu yaşar, simetri ya da düzen takıntısına sahip olabilirler. Ayrıca hata yapmaktan korkar ve kirlenmek ya da mikrop bulaşmasından endişe ederler. Bu kişiler el sıkışmaktan ve temastan kaçınabilir, ellerini tekrar tekrar yıkayabilir ya da değersiz eşyaları biriktirebilirler. Sürekli bir şeyleri tekrarlama veya kuşku içinde olma hali, kişiyi fiziksel olarak yorar. Bu durum, OKB'li bireylerde kaygı bozukluklarına ve nefes almanın zorlaşmasına, dolayısıyla kronik nefes darlığına yol açabilir.
Elinize sağlık, keyifli bir okuma gerçekleştirdim.