Saçlarımız, dış görünüşümüzün ve kimliğimizin önemli bir parçasıdır. Saçımızın şekli, rengi, yapısı bizim için çok önemlidir. Bu nedenle saçlarımızda yaşanan herhangi bir değişiklik, özellikle saç dökülmesi bizi derinden etkilemektedir.
Ortalama bir kişide yaklaşık olarak 100.000 saç teli bulunmaktadır. Günde ise 50-100 tel arasında yaşanan dökülme normal karşılanmaktadır. Fakat mevsim geçişleri ve diğer faktörler, bu miktarın artmasına neden olabilir. Bu durum ise kişilerde endişe oluşmasına ve saç dökülmesinin önüne geçmek için çeşitli yöntemler aranmasına neden olabilir.
Saç dökülmesi hem erkekler hem de kadınlar için oldukça önemli olsa da yapılan araştırmalar, kadınların saç dökülmesi konusunda erkeklerden daha fazla stres yaşadığını göstermektedir. 2011 yılında yapılan bir araştırmaya göre, kadınlar saç dökülmesi karşısında erkeklerden 11 kat daha fazla stres yaşamaktadır (Bayram,2011). Bu yüzden saç dökülmesi konusunda kadınların daha endişeli olduğunu, günlük yaşamımızda yapacağımız gözlemlerle de fark edebiliriz. Eğer siz de saçınızın olağan akışından fazla döküldüğünü düşünüyorsanız yüksek olasılıkla, ilk adım olarak internet üzerinden araştırma yapmış, kullandığınız ürünlerden kaynaklı olduğunu düşünerek saç bakım ürünlerini değiştirmiş, dökülmeyi engellemek için yeni ürünler kullanmış olabilirsiniz. Bu evrede dökülmeniz normal seyrine döndüyse harika! Sorunu çözmüşsünüz demektir. Ancak dökülme devam ediyorsa bu durumda, öncelikle dökülmenin altında yatan fiziksel nedenler derinlemesine incelenmelidir.
İlk olarak, genetik faktörler saç dökülmesi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir ve saç dökülmesinin başlıca nedenlerinden biridir. Eğer ailede saç dökülmesi geçmişi varsa sizde de görülmesi normal olabilir. Genetik faktörler; saç dökülmesinin hangi yaşta başladığını, ne kadar ilerlediğini ve ne tür bir dökülme modeli izlediğini belirler.
Hormonal değişiklikler de saç dökülmesi üzerinde önemli etkiye sahiptir. Özellikle kadınlar için hormonal dengesizlikler önemli bir rol oynar. Hamilelik, yeni doğum yapmış olmak, menopoz gibi hormonal değişim dönemlerinde saç dökülmesi oldukça yaygındır. Ayrıca tiroid gibi vücutta optimal düzeyde kalması gereken bazı hormon seviyelerinde yaşanan değişiklikler, saç köklerinin zayıflamasına neden olabilmektedir.
Vücuttaki vitamin ve mineral eksikliği de dikkat edilmesi gereken bir diğer faktördür. Vücudumuzun sağlıklı bir şekilde çalışması için ihtiyaç duyduğu gereksinimlerin karşılanması gerekmektedir. Bu besin maddeleri, saç sağlığı için de hayati bir öneme sahiptir. Özellikle B12 vitamini eksikliği, A, B, C, D, E vitaminlerinin eksikliği, protein ve demir eksikliği gibi sebepler saç sağlığını olumsuz etkilemektedir. Saç dökülmesi de bu tür eksikliklerin belirtilerinden biridir. Vücuttaki bazı vitaminlerin eksikliği, kendisini sadece saç dökülmesi ile değil; aynı zamanda yorgunluk, uykusuzluk, unutkanlık gibi belirtilerle de gösterebilir ve sorunu bu noktadan fark etmemize neden olabilir. Bu tür durumlarda en sağlıklı çözümler; doktora başvurmak, önerilen ilaçları düzenli kullanmak ve beslenme düzenini sağlıklı hale getirmektir. Eğer saç dökülmeniz vitamin ve mineral eksikliğinden kaynaklanıyorsa bu eksiklikleri gidermek sorunu çözecektir.
Bu nedenlerin dışında; ameliyat geçirmiş olmak, tiroid hastalıkları, kanser, soğuk algınlığı, enfeksiyon, kemoterapi gibi nedenler de saç dökülmesine sebep olmaktadır. Bu tür durumlarda saç dökülmesi genellikle geçici olsa da kişinin sağlığına kavuşması ile saçlar yeniden çıkabilir.
Dökülmeniz yukarıda sayılan hiçbir nedenden biri değil mi? Öyleyse bir de saç dökülmesinin psikolojik neden - sonuçlarına bakalım ve unutmayalım ki zihnimizde dönen ve bizi rahatsız eden her sorun, kendini fiziksel bir hastalık olarak da hatırlatmaktadır.
Zihinsel ve duygusal sağlık, saç sağlığımız üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Dönemsel olarak yaşanan stres, kendini saç dökülmesi olarak da göstermektedir. Kişinin içinde bulunduğu sorumlulukların ağırlığı, günlük yaşamın getirdiği baskılar, anksiyete, depresyon gibi durumlarda saçlar; büyüme evresinden dinlenme evresine geçerek dökülmeye başlar.
Aynı zamanda uzun süreli depresyon ve sürekli umutsuzluk hâli dökülmenin bir nedenidir. Depresyon, vücudun genel sağlığını olumsuz etkileyerek saç dökülmesine neden olabilmektedir. Bu nedenlerden ötürü oluşan saç dökülmesi de kişinin özgüvenini olumsuz etkileyerek kendini sosyal ortamlardan uzaklaştırmasına, benlik saygısının düşmesine neden olur. Böylece uzun vadede daha ciddi psikolojik sorunlara yol açabilir. Benzer şekilde saç dökülmesinin bir diğer sonucu olarak toplumsal güzellik standartlarına uyum sağlayamama korkusu, bireylerin yıpranmalarına neden olur.
Fakat birçok sorunun geçici olması gibi saç dökülmesi de geçici ve önlenebilir bir durumdur. Dökülmenin nedeni öğrenildiği takdirde, gerekli önlemlerin alınmasıyla bu durumun önüne geçilebilir. Bu süreçle başa çıkabilmek bazen uzun süreli ve yıpratıcı olsa da başkalarına gösterdiğiniz sabrı kendinize karşı da göstermeniz gerekmektedir. Unutmayın, saçlarınız dökülse dâhi asli güzelliğiniz daha derinlerdedir. Kendinize iyi bakın!
KAYNAKÇA:
Bayram, V. (2011). Saç ve saçlı derinin sağlığını etkileyen faktörler. Anadolu Bil Meslek Yüksekokulu Dergisi, (22), 66-70.
Aktaş, H., & Ertuğrul, G. (2020). SAÇ DÖKÜLMESİ: LABORATUAR İNCELEMELERİ KİME GEREKLİ? Kocatepe Tıp Dergisi, 21(1), 24-29.
Yazılarınızı takip ediyorum. Kaleminize sağlık İyi günler